
Benzin döküp yakmak isterdim parçalanmış yosunları. Ölmüş, sürüklenen yaratıklar pahasına, içmek isterdim kıyıdaki suları. İskambillerden bir ev yapıp, minik yuvamızda, mutlu kalarak yaşamak isterdim bütün arzuları.
Tüm içtiğim sigaraları biriktirip, zehir havuzunda yüzmek tek hayalim şimdi. Biçareler uzakta, yoksun yanımda eskisi gibi. Kiralık bir bisiklet, kırık bir telefon, süngerine kadar çektiğim sigaram, çakma gözlüklerim, sevdiğin renkte kırmızı tırnaklarım ve ölüme bir metre uzaklıktaki varlığım. Sar kollarınla beni deniz! Hırçınlaştı dalgalar, beni yutmak ister gibi. Sisli hava, uygun mekan, bu işin tam sırası gibi. Gitmeli mi kalmalı mı şimdi?
Hissiyatsız, orospu olmuş sokaklarda, pislik içinde ruhum. Biri bana berraklığı sundu şimdi. Mavinin, yeşilin, yeni bir hayatın berraklığını, huzur dolu dünyayı. Bencillik içinde hapsolmuş, gamsızlık içinde yok olmuşlardan uzak. Annemin kucağı dalgalarınkinden daha rahattı. Koyverdim kendimi, bıraktım, vicdanım olmasa da, ruhum pek rahat.
Puzzleda en büyük parçamı kaybettim ben. Onursuzum, gurudan uzak, yok benliğim! Ödünç değildi ki benim ona kalbim.Ben toparladıkça o yineledi. Kesildi nefesim, paramparça şimdi kalbim, hayallerim, ciğerim. Cevapları hep sonralarda mı olur merak ettiğim gerçeklerin?
Ben şimdi neredeyim? Nereye gitmekteyim?
Karşımda yarattığın, soğuk cehenneme adım atmak üzereyim. Ve bil ki sensizliğindeyim...
A.C.d./HndeBlt