15 Kasım 2009 Pazar

''Kurmaca''


Yapmak istemediği her şeyi, birileri için yapmaktan bunalmış bir insan... Araba seslerini dinliyor şimdi. Lanetli saatler gelecek az sonra, bekliyor. Günler boyu sürecek, belkide hiç bitmeyecek o tartışmalar on üç kilometre uzaktan, şimdi geliyor.

Kız ağlıyor, durmadan ağlıyor, nefesini sigarasıyla alıyor. Yağmuru dinliyor. Gözyaşları yağmur taneleriyle senkronize olmuş, bir bir düşüyor.
Gece... Karanlık sokak araları, beni canlı kalmaya ikna eden; hayatımın 'armağanı'.
Sesi telefonun diğer ucunda, nefesi tenimde yankılanıyor.

İyi ki var! İyi ki var! İyi ki varız!
Bir telefon daha geliyor ardından ve beni bitirmeye and içmiş bir ses...

Özür dile! Özür dile! Özür dile! Yankılanıyor zerrelerimde...

Ağlıyorum, ağlıyorum...

''Ruhunu tamir et!'' dedi birisi bana. ''Ruhunu tamir et!'' Tamir edilemeyecek kadar yıprandık belkide, ikimizde.
Ayrı zamanda yaşayan ruhların intaharları...
Vahşet içinde dimdik durmaya çalışan, minik iki beden.
Zaman dilimlerinin vişne renkli parlaklıkları, bizi bezdiren karektersiz karekterlerin çikolata tadındaki hazları. Ayrı ayrı bitirdi, sıraya dizdi artık bizi ve geldiğimiz nokta belli.
Elinde boş şişeler, biliyoruz ikimizde, acını hafifletecekler. Sabah uyandığımızda aynı sıkıntılar başucumuzda, bekleyecekler.
Kurtuluşumuz ne? Nedir?

Piyon olmamalıyız bu hayatta!

''Ruhunu tamir et!''

Çiz çizebildiğine, boya, karala. İç içebildiğine, sız yatağında sıcak evinde.
Ben... Yazıyorum, ağlıyorum, sigaramla nefes alıyorum. Ağla ağlayabildiğin kadar ufak sarı kız, ağla ağlayabildiğin kadar. Düzene koyabileceğin bir şey yok artık, boyunu aşmış güneşe ermiş bütün dertler.

''Ruhunu tamir et, ufak kız!'' Yaz yazabildiğine...

Ruhunu tamir et, yüreği büyük olan adam, ruhunu tamir et! Bu kızın sana ihtiyacı var, çiz çizebildiğin kadar!

Hayatını yola sokmak yerine, hayatın içine sok, sıç içine! Trenler bile raydan çıkarken bu gün, biz zavallı insanoğlu neyi bekleriz ki raya girsin diye? Ya katil olacaksın bu lanet hayatta, yada katil edeceksin birilerini, bile bile. Yada hiç doğmamışlığı ümit ederek, son gününü bekleyeceksin acı içinde, çeke çeke.

Araba geldi, kapı açıldı, kapı kapandı, zil çaldı... İşte onlar için başlıyor eğelence. İşte başlıyor kulakları delen o sesle işkence. Ruhunu tamir et küçük kız, tek başına acı içince, çeke çeke.
Sende genç adam, gözyaşlarımı kuruttuğun öpücük gibi, tamir et ruhunu, at acını derinlere. Yok olsun, yok, yok olsun!
İlelebete ermek değil mi tek hayalimiz?
Senin kalbinde benle, benim kalbimde senle...
Son sigaramızın dumanı kalsın ciğerlerimizde.

BU RUHLARI YALNIZ BİZLE BIRAKIN, YALNIZ BİZLE!

A.C.d